bugün

entry'ler (469)

cuba libre

bu saatte nerden aklıma geldi bilmem. bacardi kola limondan oluşan kokteyl. bıktım bomontiden.

süleyman demirel

ana akım medya kanalları demirel'i nasıl överiz diye birbiriyle yarışıyor. hepsi ağız birliği etmiş, barajlar, demokrasi, demirel babamız... uzuuun uzun övüyorlar da nedense bazı şeyleri hiç konuşmuyorlar.

fidanlar çıkmıyor aklımızdan.

http://www.birgun.net/hab...ni-helal-etmek-83065.html

sabri sarıoğlu

4.8 milyon liraya sözleşme yenilemiş vasat futbolcu. sabri. yıllık dört nokta sekiz milyon lira. lan? nasıl?

bu sezonun sonunda arkadaşla beşiktaş maçına gidelim dedik, 4. yıldız dedik, hem derbi, 33. hafta, evimizdeki son maç, kazansak şampiyonuz ulan dedik. 3 hafta öncesinden plan yapmaya başladık. benim daha önce samiyene gitmişliğim var ama ilk kez tt arenaya gideceğim. çok heyecanlıyım. televizyonda dibimiz düşerek izlediğimiz derbi öncesi koreografisini biz gidip stadda bizzat yapacağız, sneijder'i tribüne çağıracağız, muslera'nın arkasından maç izleyeceğiz falan... kıytırık maç da değil, maç gibi maç, şampiyonluğu kutlayacağımız derbi maçı. neyse benim passoligim yoktu 30 liraya kıydım sipariş verdim, 30 lira bugün iyi para öyle demeyin, 1 hafta sonra kart geldi. artık formaları giydik, başladık biletleri beklemeye. sezon boyunca 40-50 liradan satılan kale arkası biletleri derbi için en fazla 60-70 lira olur diyoruz. hesabımızı ona göre yapmışız.

neyse biz böyle beklerken bilet fiyatları açıklandı: kale arkası en düşük 110'dan başlıyor. onlar da sınırlı sayıda, galatasaray kart sahiplerine öncelik mi tanınmış ne. çıkar çıkmaz bize sıra gelmeden tükenecek yani hepsi. sonraki kategoriler 200 - 300 - 500 - 800 tl diye gidiyor böyle kodamanlıkla doğru orantılı. adamlar biz istediğimiz fiyatı koyarız stad nasıl olsa dolar demişler belli ki, pis fakirler gelmesin demişler. böyle uygun görmüşler. neeeey 200 tele mi? biz gidemeyiz ki. bizim durumumuz yok. öğrenciyiz ağa bey. ehe.

arkadaş o hışımla kulübü arayıp "fiyatlarınız neden bu kadar yüksek acaba öğrenebilir miyim? hı hı evet anlıyorum. ama normalde böyle olmuyordu? peki, evet tabi siz de haklısınız, iyi akşamlar" diyerek çıkıştı. olum biraz sert olmadı mı bu dedim, hakkımızı da mı aramayalım hacım!! diye bana da çıkıştı. haklı. hakkımızı aradık. kendimizi ezdirmedik!! hemen sonra, imkanları sınırlı hayatımızın gerçekliğine geri dönüp, ev konforunun bize sunduğu imkanlar dahilinde, biralı, mısırlı, arkadaş ortamlı derbi planımızı yaptık.

- olm aslında ev daha iyi lan, stada git-gel falan bir yığın hengame olcaktı.
- ...

neyse konumuza dönelim. sabri diyordum. sabri, 4.8 milyon. demek bizim o alamadığımz biletlere yapılan 50 tl'lik farkla, sabrinin sözleşmesine zam yapmışlar. sabri sağ kanattan bindirip orta yapamasın deyü. sağlık olsun.

rerere rarara gassray gassray. buralar hep gaaassaray taraftarı yani.

birbirini tamamlayan iki başarılı müzisyen

metin-kemal kahraman.

ülkücüler vs vatan partililer

al birini vur ötekine.

yasal çerçevede eylem yapmak

şöyle afilli anarşik bir söz var, çok severim:

the mind of a slave asks: "is it legal?"
the mind of a free man asks: "is it right?"

güzel ama ingiliççe.

gecenin şarkısı

kesin budur: https://www.youtube.com/watch?v=ZHCBZEQEgKA

halkların demokratik partisi

şu an hdp'nin söylemleri bana diğer bütün partilerden daha çekici geliyor. hdp doğru yolda orası kesin. evet çok güzel şeyler oluyor. cesur, inandırıcı ve gerçek anlamda özgürlükçü bir siyaset izliyor selo. yalnız bu çizgisi henüz çok yeni, doğal olarak kendini kanıtlaması gereken bir noktada şu an. kürtçü siyasetten sıyrılmaya çalışıyorlar, hdp bdp gibi değil falan diyoruz artık tamam ama ne kadar eminiz bundan, hdp'nin yarın neye dönüşeceği ne malum? bu noktada bazı sıkıntılar var. işte bunlar oy vermeme engel oluyor. sadece son seçim dönemine bakarak değerlendirecek olsam oy vereceğim parti hdp olurdu. ancak kendini kanıtladığında (bu da zamanla, ilkeli siyasetle olur) oyumu kazanabilecek partidir.

kararsizkalma com

benim için;

halkların demokratik partisi %26
komünist parti %24
cumhuriyet halk partisi %21
liberal demokrasi partisi %15
vatan partisi %13

demiş, iyice kararsızlığa itmiş anket. yarın seçim olsa gider chp'ye veririm. biraz daha beklersem galiba hdp'ye vereceğim. işte öyle bir şey. bilmiyorum.

not: hdp çıkacağını tahmin ediyordum. buna rağmen ankette bir hdp parmağı sezmedim değil. kp tamam. chp evet. liberalleri sevmem ama onlar da gerekli bu ülkede, eyvallah. yalnız o sonuncusu, vatan partisi, o hiç olmadı.

uzun ilişkinin sırları

sır falan yok. tam sırrını bulduğunu sanırken bir bakmışsın bitmiş.

sözlükte az önce yaşanan ahlaksız olay

ayıptır be. yazık günahtır. bu ahlaksızlığa daha fazla dayanamayıp haykırarak ağladım az önce. evet. hem de fatma girik misali yumruklarımı ağzıma soka soka ağladım...

kenan evren

sonunda geberebilmiş. şu adamı 35 senede yargılayamadık ya helal olsun bizim gibi ülkeye. bu adamın daha fazla acı çekmesini dilerdim. adalet yerini bulamadı ne yazık ki. diyarbakır zindanlarında işkence görenlerin, işkencelerle öldürülenlerin vebali onun üzerinde. sonra asılan yiğitler, asmak için yaşı büyütülen erdal, fişlenen, hayatı mahvolan milyonlarca insan... hiçbirinin hesabını soramadık. ve bu adam astığı gençlerin ardından şöyle dedi:
"idam kararlarını imzalarken elim hiç titremedi."
" asmayacaktık da besleyecek miydik?" de kenan evrenin sözüydü.
soğukkanlı katilin tekiydi. %92 oy aldı...
hiçbirinin hesabını vermeden rahat bi hayat yaşayıp çekti gitti. yaptığı her şey yanına kar kaldı. ölümü kurtuluşu olmuştur. ona üzülüyorum.

süleyman soylu

bir sabah korkulu rüyalarından uyandığında kendini devcileyin bir akp'liye dönüşmüş olarak buldu.

ve ak parti genel başkan yardımcılığına kadar da yükseldi. bu süreçte hiç elini başının arasına alıp kendi kendine "dün erdoğan'a sövüyordum, bugün övüyorum. ben napıyorum lan?" dedi mi bilinmez. aslında bunu tartışmaya da değmez. zira rant kaygısının birtakım insanları nasıl değiştirdiğine öyle çok şahitlik ettik ki artık bu tür insanları kanıksadık. o tür insanlar:

(bkz: memeli omurgasızlar)

öğrencilere dini eğitim 18 yaşında verilmelidir

çocuklara erken yaşta ağır din eğitimi vermek çocuk istismarıdır. bu kadar net.

komünist parti

helal olsun yürekli insanlara. bugün taksim barikatını aşıp alana girdiler. demek ki 20 bin polis taksimi kapalı tutmaya yetmiyormuş. yığın yığın. gelecek sefere daha da büyütün sürüyü.

edit: ahanda böyle çıkmışlar: http://haber.sol.org.tr/t...aksime-nasil-cikti-115321

1 mayıs için ille de taksim diyen zihniyet

neden taksim?
taksim çünkü, öyle istiyoruz. taksim çünkü, 1 Mayıs 1977'de katledilen 34 kişiyi yerinde anmak için. faşist zihniyetle aynı yerde hesaplaşmak için. o 34 kişinin failleri hala bulun(a)madı. aydınlatmak istediği her olayın failini paşa paşa bulup cezalandıran devlet bu katliama sebep olanları cezalandıramıyor. üstüne yasak koyuyor. taksime 20 bin polis yığıyor. o polis olmasa zaten hiçbir sorun da çıkmayacak belki. ama devlet en iyi bildiği şeyi yapıp yasaklıyor. sen de hayatında bir kez olsun köle gibi her şeye itaat etmekten vazgeçip otoriteyi sorgulamak ve şu basit soruyu, "taksim'i neden yasaklıyorlar?" sorusunu sormak yerine, ille de neden taksim diyorlar diye boş boş konuşuyorsun. o soruya da cevap bile aramıyorsun. bütün amacın nasıl çamur atarım. neden oldukları kargaşadan ötürü hoş karşılanmayan zihniyetmiş. karışıklık yaratıyorlarmış. halka huzur vermiyorlarmış. polisle çatışıyorlarmış. bi siktir git. ille de taksim. sen anlayamazsın. çünkü hayatın boyunca hiçbir ideal uğruna yüreklice mücadele etmedin. ona buna şakşakçılık yaparak asalak gibi yaşadın bugüne geldin. senden onurlu bir duruş falan beklemiyoruz. sen yeter ki sus.

mhp ye oy vereceklere ufak hatırlatmalar

mhp bu ülkede 30 yıldır süregelen 40 bin kişinin ölümüne neden olan savaştan beslenen partidir.
mhp bu savaş bitmesin istemektedir. çünkü bu savaş biterse mhp'nin varlığının bir anlamı kalmayacaktır. yıllardır bunun dışında ortaya koyduğu tek bir politikası, tek bir icraatı görülmemiştir. dayanak aldıkları başlıca kavramlar militarizm ve şiddettir. pkkyı bitirmenin yolunun tankla tüfekle pkk kamplarına girip hepsinin kökünü kazımaktan geçtiğini sanan bunun da mhpyle mümkün olacağını düşünenler 90lı yıllarda pkkya yapılan operasyonlara bir baksın. neredeyse bitti denilen pkknın 3 yıl içinde nasıl toparlandığını öğrensin. bir örgütün arkasında halk desteği varsa o örgüt mhpnin yoluyla bitirilemez. mhp bunu 30 yıldır öğrenemedi. ya da böylesi işine gelmiyor demek daha doğru. çünkü mhp her zaman milli duygulara oynadı hep milletin bu yönünü sömürmek istedi.
mhpliler vatanseverlikten dem vururlar ama alayı statükocunun, ırkçının, faşistin allahıdır. bunu inkar edenleri iki yüzlüdür.
mhp yıllarca mafyayla el ele vermiş mafyacılık oynamış, adam öldürmüştür. işkence yapmıştır. ve bunları parti kanalıyla gerçekleştirmiştir. yüzlerce öğrencinin, devrimcinin kanı bunların elindedir.
bu yazdıklarımın çoğu ülkücüler için bir şey ifade etmeyecek belki. hatta onlar için bunların hepsi mhpye oy verme sebebi.
ilk kez mhpye oy verecek olanlar iyi düşünsün, mhp bu ülke için ne yapabilir, bahçeli'nin ne vasfı var? özellikle oy vermeyi düşünen kadınlar, mhp nin ne denli cinsiyetçi bir parti olduğunu iyi düşünsün.

sözlük yazarlarının itirafları

bir amaç ve açıklama peşinde koşmaktan yoruldum.
inatla, her dakika, bütün olanları düşünüp hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya çalışmaktan çok sıkıldım.
iç güdülerime güvenmekten vaz geçtim.
iyi olmaya çalışmanın çok da bir işe yaramadığını fark ettim.
çok büyük anlamlar yüklenilen bütün kavramların gün geldiğinde anlamını yitirdiğini anladım. insanların erdem saydığı yere göğe sığdıramadığı bütün o boş şeyler... hadi bana onları anlatın şimdi. onlardan bahsedip kendinizi güvende hissedin.
bazı sorulara bulduğumu sandığım cevaplar, kısa bir süre sonra aksini ispat edecek hiçbir şey gerçekleşmemiş olmasına rağmen bir bakmışım kendiliğinden yanlış cevap oluvermiş. bana bunu açıklayın.
ben daha büyük bir şeyin parçası olduğuma inanmak isterdim. büyük, üstün bir gücün inancını içimde hissedebilmek isterdim. belki o zaman yaşamın boş olmadığına inanmam kolaylaşırdı. ya da çabaya değecek gerçek, elle tutulur bir amacım olsaydı o da işimi görürdü.
geçen zaman ya da değiştirilen mekan neyi değiştirir bilmiyorum ama şunu anladım hayata verdiklerinle hayattan aldıkların arasında doğru orantı aramayacaksın. çünkü hayat böyle bir şey değil. bir şeyi ne kadar iyi ya da kötü yaptığının çok da bir önemi yok gibi. ne yaparsan yap, kendini çok takdir etmeyeceksin. ya da kendine çok büyük haksızlık da etmeyeceksin.
kendini çok fazla önemsemeyeceksin. öyle yaşayacaksın. sonuçta hiçbirimiz vazgeçilmez insanlar değiliz.
iyimser olayım diyorum ama her zaman işlemiyor iyimserlik. bir arkadaşımın da dediği gibi, yer yüzünde öleceğini bile bile yaşayan tek canlılar bizleriz. ne kadar iyimser olabiliriz ki?

saç traşı fiyatının 15 tl ye çıkması

bu kadar entry girilmiş. artık gerçekleri açıklamanın zamanı geldi. toplaşın. son gittiğimde bu olayı bizzat berberime sordum. ya dedim bu fiyat neye göre belirleniyor? ayrıntılı bir şekilde anlattı.

şöyle ki, berberler odasına göre 3 sınıf berber varmış. berberler odası yeni bir kararla, güya berberler arasında haksız rekabeti engellemek için, berber salonunun sınıfına göre bir alt, bir de üst sınır saç kesim fiyatı koymuş. hiç bu kadar berber dememiştim. neyse, mesela izmitte 3. sınıf bir berbere gittin, abi bir alabros da desen okul traşı da yaptırsan cebinden çıkacak para en az 13 lira şu anda. bundan daha ucuza kesene ceza uygulanıyormuş. ekipler gezip denetim falan yapıyormuş. bildiğin gibi değil bayağı ciddi işler bunlar. en yüksek de, yani 1.sınıf berber için de bu fiyat maksimum 25 lira. (fiyatlar şehirden şehire değişiyor tabi)

ee dedim, çarşıda 50 liraya kesen yer de var? o nasıl? onlar meğer ticaret odasına kayıtlıymış. fark ne? berberler odasına yılda 500 lira ödüyorsan, ticaret odasına yılda 10 000 lira ödüyormuşsun. bunlardan birine üye olmak zorundaymışsın bir de. aydınladım.

şimdi gidin. berberinize koşun. artık siz de bu bilinçle değdirtebilirsiniz.

ben bu yazıyı sana yazdım

dün seni gördüğümde hissettiğim şey sandığın gibi nefret değil, geldiğimiz şu noktaya duyduğum üzüntüydü. senden nefret edemeyeceğimi daha önce de söylemiştim. bir de sanırım bütün bunları hala kabullenememenin verdiği öfke de olabilir gözlerimde gördüğün. öyle oluyor biliyorsun. nasıl böyle oldu diye düşünüp inanamıyor insan. dünkü işte o anlardan biriydi. öylesine tanışan insanlar gibi kuru bir merhabayla birbirimizin yanından geçip gittik. çok garip. gariplikten öte çok acı... ben merdivenlerden yukarı çıkarken tekrar göz göze geldik ya, o an her şeyin yerle bir olduğunu bir kez daha en derinden hissettiğim çok acı bi andı. her şey gözümün önünden geçti. nasıl rahatlayacağımı bilemedim. bazen hala oluyor bu.

dershaneye başlayacak olmana sevindim. senin gibi öğretmenlik yapabilen çok az insan var. öğrencilerin çok şanslı bu yüzden. görkem'e benzemesinler de. hep nisanur gibi öğrencilerin olsun.

bunların dışında umarım son bıraktığımdan daha iyisindir. iyi olduğunu düşünmek beni rahatlatıyor. öyle düşünmek istiyorum.

kendine dikkat et.